-
1 добавлять
katmak; eklemek,ilave etmek* * *несов.; сов. - доба́вить1) katmakдобавля́ть воды́ во что-л. — bir şeye su katmak
2) eklemek, ilave etmekдоба́вить па́ру строк — bir iki satır eklemek
-
2 Stimmung
die \Stimmung verderben havayı bozmak;in guter/schlechter \Stimmung keyifli/keyifsiz;nicht in der \Stimmung sein, etw zu tun bir şeyi yapmaya keyfi olmamak;in \Stimmung kommen ( fam) keyiflenmek, havasını bulmak2) ( einer Gesellschaft) neşe;\Stimmung in etw bringen bir şeye neşe katmak3) ( öffentliche Meinung) kamuoyu;für jdn/etw \Stimmung machen bir kimse/şey için kamuoyu oluşturmak [o yaratmak];gegen jdn/etw \Stimmung machen bir kimseye/şeye karşı kamuoyu oluşturmak [o yaratmak]4) mus akort -
3 вносить
1) getirmek; sokmak; çıkarmak ( наверх)вноси́ть ве́щи в ко́мнату — eşyaları odanın içine taşımak
2) geçirmek, yazmakвнести́ кого-л. в спи́сок — birinin adını listeye geçirmek
вноси́ть попра́вки в текст — metinde düzeltmeler yapmak
в зако́н внесена́ попра́вка — yasada bir derişiklik yapıldı
3) (платить, делать взнос) (parasını) yatırmakвноси́ть нало́ги — vergi yatırmak
вноси́ть пла́ту за что-л. —... parasını yatırmak
4) sunmakвноси́ть законопрое́кт — bir yasa tasarısı sunmak
вноси́ть прое́кт резолюции — bir karar taslağı sunmak
5) перен. getirmekвноси́ть не́что но́вое во что-л. — bir şeye bir yenilik getirmek / katmak
одна́ко и э́то не внесло́ осо́бых перемен — ama bu da pek büyük değişim getirmedi
-
4 брать
almak,tutmak; ele geçirmek,zapt etmek; aşmak; sapmak,gitmek* * *несов.; сов. - взять1) врз almak; tutmakвзять ребёнка за́ руку — çocuğu elinden tutmak
не бери́ (рука́ми) — tutma
брать дете́й с собо́й — çocuklarını (beraber) almak
брать рабо́ту на́ дом — eve iş almak
возьми́ (с собо́й) зонт — yanına şemsiye al
в теа́тр его́ не взя́ли — onu tiyatroya almadılar
брать такси́ — taksi tutmak
брать что-л. в долг — eğreti almak
брать де́ньги взаймы́ — borç para almak
брать хлеб в бу́лочной — fırından ekmek almak
брать от жи́зни всё — перен. hayattan kâm almak
брать нало́ги — vergi almak
за э́то нало́гов не беру́т — bunun vergisi yoktur
брать сло́во с кого-л. — перен. (birinden) söz almak; (birine) söz verdirmek
брать пле́нных — esir almak
престу́пника взя́ли но́чью — suçluyu gece tuttular
брать кре́пость шту́рмом — kaleyi hücumla almak
взять ферзя́ — шахм. veziri almak
2) ( делать вывод) çıkarmak, uydurmakотку́да ты взял, что мы уезжа́ем? — nereden çıkardın gideceğimizi?
3) перен. ( овладевать) almak; tutmak; işlemekменя́ смех берёт — gülesim geliyor
меня́ взял страх — beni bir korkudur aldı
тут меня́ взяло́ сомне́ние — derken şüpheye düştüm
4) ( преодолевать) aşmakбрать препя́тствие — engeli aşmak
по́езд брал подъём — tren rampayı çıkıyordu
5) в соч.он берёт прилежа́нием — ona başarı kazandıran çalışkanlığıdır
6) в соч.э́то стекло́ пу́ля не берёт — bu cama kurşun işlemez
меня́ и снотво́рное не берёт — uykum ilacı da tutmuyor
ружьё берёт на две́сти ме́тров — çiftenin atımı iki yüz metre
э́ту до́ску ножо́м не возьмёшь — bu tahtayı bıçakla kesemezsin
7) ( направляться) gitmek; sapmakбрать вле́во — sola sapmak
бери́ пря́мо — doğru git
8) ( о неожиданном действии) kalkmak, tutmakа он взял и / да уе́хал — tuttu gitti
9) с некоторыми сущ. образуют устойчивые сочетаниябрать в расчёт — hesaba almak / katmak
брать кого-л. под защи́ту — himayesine almak
брать нача́ло (восходить) — (kadar) inmek
брать направле́ние на... — yönünü tutmak
••брать в свиде́тели — tanık tutmak / göstermek
брать приме́р с кого-л. — örnek almak
брать на себя́ — üstlenmek, üstüne almak
брать на себя́ отве́тственность за что-л. — (bir şeyin) sorumluluğunu üstüne almak / üstlenmek
брать на себя́ расхо́ды по... —... giderlerini üstlenmek
брать (на себя́) обяза́тельство — taahhüt altına girmek
брать вину́ на себя́ — suçu üstüne almak
брать сло́во (на собрании) — söz almak
брать руково́дство в свои́ руки́ — yönetimi eline almak
брать себя́ в ру́ки — kendine hâkim olmak
брать верх над кем-чем-л. — (birine, bir şeye) üstün gelmek, galebe çalmak
пу́ля его́ не берёт — onun kurşun işlemezliği var, ona kurşun geçmiyor
да́же го́ды его́ не беру́т — onu yıllar bile alt edemiyor
взять / возьмём тако́й вопро́с:... — şu sorunu ele alalım:...
-
5 versetzen
versetzen*I vt2) ( beruflich) atamak, tayin etmek3) schule geçirmek;sie ist in die fünfte Klasse versetzt worden beşinci sınıfa geçirildi;er wird nicht versetzt sınıfı geçemedi4) ( verpfänden) rehin etmek5) ( vermischen) karıştırmak;etw mit Alkohol/Wasser \versetzen bir şeyi alkol/su ile karıştırmak, bir şeye alkol/su katmak6) ( Schlag) geçirmek;jdm einen Schrecken \versetzen birinin ödünü koparmak7) ( antworten) diye cevap vermek9) ( in Zustand bringen)jdn in Zorn/in Angst \versetzen birini öfkelendirmek/korkutmak;in den Alarmzustand \versetzen alarma geçirmek;in Panik \versetzen paniğe vermek;jdn in die Lage \versetzen, etw zu tun birini bir şey yapabilecek duruma getirmek10) (zurück\versetzen) geri almakII vrsich in jds Lage \versetzen kendini birinin yerine koymak
См. также в других словарях:
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
sirkelemek — (bir şeye) sirke katmak; (ba ştan) sirke toplamak III, 353 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ağılamak — i 1) Zehirlemek 2) Bir şeye zehir katmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İZAFE(T) — Bir şeyi bir kimseye veya bir şeye nisbet etmek, yakın etmek. İsnâd etmek. Katmak, katıştırmak. * Bir şey üzerine meylettirmek, havale olmak, bağlanmak. * Mal etmek. * Gr: İki isimden meydana gelen bağlılık tamlaması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
saymak — i, ar 1) Bir şeyin kaç tane olduğunu anlamak için bunları birer birer elden veya gözden geçirmek, sayısını bulmak Nara sormuşlar: Tanelerin kaç tane? Yiyenler saysın bana ne demiş. B. R. Eyuboğlu 2) Sayıları arka arkaya söylemek Birden ona kadar… … Çağatay Osmanlı Sözlük